Uzmanlardan ve demokratik kitle örgütü liderlerinden 6’lı masaya laiklik eleştirisi

Altılı masanın ortak hükümet programını içeren metinde laikliğin, tarikat ve cemaatlerle mücadelenin, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vurgulanmamasına tepki gösteren uzmanlar ve demokratik kitle örgütü liderleri, “laikliğin cumhuriyetin kilit taşı ve temel bir mesele olduğunu, feda edilemeyeceğini” vurgularken, “Laik cumhuriyet sahiplenilmeyecekse, çağdaş ve bilimsel eğitim öne alınmayacaksa, İstanbul Sözleşmesi uygulanmayacaksa, ne yapılacak?” sorusunu yöneltti.

6’lı masanın “Ortak Politikalara Mutabakat Metni”nde cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün adının geçmemesinin yanı sıra laikliğin, tarikat ve cemaatlerle mücadelenin vurgulanmaması eleştiri konusu oldu. ADD Genel Başkanı Bozkurt, “Altılı masanın Türkiye’ye gelecek modeli olarak sunduğu, 9 ana başlık ve 2 bin maddeden oluştuğunu söyledikleri 200 sayfalık metinde yeniden bir laik cumhuriyet vurgusunun olmaması, yeniden laik, çağdaş, bilimsel eğitimin yeterli şekilde vurgulanmaması, 1925’te yasaklanan tarikat ve cemaatlerin günümüzde dernek ve vakıf adı altındaki yapılanmaları ile çocuklarımıza musallat olmalarının nasıl engelleneceği konusunda değerlendirme yapılmamış olması ciddi bir eksiklik. Bölge merkezli, mütekabiliyet esaslı bir Kemalist dış politika vurgusuna da çok fazla rastlayamadım. Toplumcu, kamucu sağlık konusuna da yeterli ağırlık verildiğini göremedim. Bunların bir eksiklik olduğunu düşünüyorum” dedi.

“LAİKLİK SAHİPLENİLMEYECEKSE…”

Tarikat ve cemaatlerin tamamının emperyalizmin taşeron örgütlenmesi olduğunu ve cumhuriyet kubbesinin kilit taşı olan laiklik ve Atatürk devrimlerini yok etmek için eylemlilik halinde bulunduğunu vurgulayan Bozkurt, “Bu görmezden gelinecek bir şey değil. Çok açık biçimde dernek ve vakıf adı altındaki emperyalizm güdümündeki dinci yapılar ve anayasa değişikliği önerisiyle laik devleti ortadan kaldırmayı amaçlayan mevcut iktidarın eylemlerine karşı cumhuriyetin kuruluş ilkelerine dört elle sarılan bir metin görmeyi arzu ederdik” diye konuştu. 31 Ocak 1990’da katledilen Prof. Dr. Muammer Aksoy’un, “laikliğin, tüm devrimlerin çekirdeği olduğu” yönündeki sözünü anımsatan Bozkurt, şunları kaydetti:

“Cumhuriyet kubbesinin kilit taşı laikliktir. Laik devlet ilkesine asla zarar vermeyecek yeniden devlet örgütlenmesi gerekiyor. Eğer Türkiye’ye mevcut iktidardan daha farklı devlet yapılanması ve yönetimi vaat edilmiyorsa, laik cumhuriyet sahiplenilmeyecekse, çağdaş ve bilimsel eğitim öne alınmayacaksa, İstanbul Sözleşmesi uygulanmayacaksa, ne yapılacak? Cumhuriyeti kurabilmek için çok ciddi bedeller ödemiş milletiz, yine öderiz ama millete umut olduğunu söyleyenler de sorumluluk duygusuyla hareket etmeli. 24 Ocak’ta Uğur Mumcu’nun anıtına karanfil bırakanlar, Mumcu’nun ne dediğine, ne için öldürüldüğüne baksın. Anayasada Türkiye’nin laik devlet olduğu vurgulanıyor. Anayasaya sahip çıkın.”

“KESİNTİSİZ VE ÖRGÜN OLMALI”

Eğitimci Özgür Bozdoğan ise ortak metindeki eğitim bölümünde bazı sorunlara çözüm üretildiğini ancak bu maddelerin “eğitimde yaşanan ağır tahribatı, çöküntüyü giderecek bir genişlikte olmadığını” vurguladı. Bozdoğan, “Zorunlu eğitim kesintisiz ve örgün olarak kabul edilmeli ve vurgulanmalıydı. Örgün eğitimden açık öğretime geçişin engellemesi sağlanmalı” yorumunu yaptı. “Son 20 yılda eğitimde yaşanan gerici ve piyasacı dönüşümün tahribatının ortadan kaldırılması için laik ve kamusal bir yaklaşımla yol haritanın ortaya konması gerekiyordu” diyen Bozdoğan, “Eğitim bölümündeki maddelerin bu içerikten oldukça uzak olduğunu tespit etmek gerekiyor. Gerici ve piyasacı dönüşüme karşın laik eğitimle ilgili herhangi bir değerlendirme konulmamış. Bu, sorunların etrafından dolaşmak, sorunları ciddi şekilde masaya yatırmamak anlamına geliyor. Laiklikle ve eğitimde yaşanan dini ve tarikat vesayetiyle ilgili bir madde olmayacaksa, bu çözümden uzak olunduğu anlamına geliyor. Bakanlığın imzaladığı protokollerin tamamının iptal edilmesi vurgusu olmalıydı. Ders kitaplarındaki ya da eğitim materyallerindeki gerici ve piyasacı unsurların ayıklanmasına dönük madde yok. Tarikat ve cemaatlerle mücadele ve laiklik, eğitimdeki kilit nokta” ifadelerini kullandı.

“FEDA EDİLEMEZ”

29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan da şunları kaydetti:

“AKP’den kurtulabilmek için kurulan 6’lı masa, çok farklı partilerden oluşuyor. Uyum, ortaklık sağlamak oldukça sıkıntılı. Bunun bilincindeyiz ancak laiklik meselesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. 6’lı masa, seçilebilirse ülkeyi yönetecek, ülkenin kaderini yeniden inşa edecek bir ortaklığı ifade ediyor. Bu sebeple laiklik vurgusunun metinde olması değerliydi. İstanbul Sözleşmesi’nden söz edilmedi; uluslararası sözleşmelere uyum sağlanacağı gibi ifade kullanılıyor. Olumlu ama yürürlükten kaldırılan bir sözleşmenin yürürlüğe konulması noktasında bir çabayı ifade etmiyor. Laiklik vurgusu metnin temelinde ifade edilebilirdi. 6 ayrı fikirde, dünya görüşündeki siyasi partilerin bir ortaklık kurarken bir adım ileri, iki adım geri gibi bir tutumu yeğleyebilmeleri mümkün ama laiklik temel bir mesele. Feda edilebilecek bir alan değil. Bu konudaki bir özeni bekliyorduk.”

Hakkında Murat Güner

Kontrol et

Keçiörende Seçim Sonuçları Değişiyor İyi Parti Adayı Kemal Babuccu Başkanlığa Yürüyor

Keçiören’de 31 Mart’ta gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerde İyi Parti’nin belediye başkanı adayı Kemal Babuccu, gençlere …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir